in

SÜKUT-U HAYAL

Saat 03:00. Gecenin sessizlik girdabını yırtarcasına bir ağlayış yükseliyor sokaktan. Sokakta içli içli ağlayan bir kadın. Ağlıyor lakin kulakları kapalı etrafındakilerin. Görüyorlar, anladıklarını zannediyorlar. Fakat duymuyorlar kadının sükut-u hayal üzüntüsünü. Yanına gidip sırtını sıvazlayıp geçecek diyenler oluyor fakat onlar da anlamıyor kadını. Destek olmayı anlamak zannediyorlar ancak gerçekten oturup dinlemeyi reddediyorlar. İlerliyor kadın, ayaklarına batan sükut-u hayalleriyle. Bileğinde bir pranga. Pranganın ucunda ağır sorumlulukları asılı. İlerlemek istedikçe geri çekiliyor aslında. Yine de direniyor önündeki taş engellere. Sonra mutluluk maskesini takıyor yüzüne. Kafasındaki bulanık düşünceleri zihninin dipsiz okyanuslarına atmaya başlıyor sonra. Güçlü olmayı öğreniyor genç kadın. En büyük dayanağının, kendisini en iyi anlayabilecek kişinin kendisi olduğunu öğreniyor. Sükut-u hayallerini birleştirip geceye ışık tutuyor sonra. Kıramadığı zincirlerini daha kolay taşımaya başlıyor.  İlerliyor doğmaya başlayan güneşin mehtabına. Ta ki mutluluk maskesini yeniden çıkarmaya ihtiyaç duyacağı ana kadar.

Aslında  insanı en çok acıtan şey, hayal kırıklıkları değildir. Yaşanması mümkünken yaşayamadığı mutluluklardır.

Dostoyevski

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Formula 1 / Paddock #33 - Vettel Gidince Ferrari Koltuğu Sainz Jr'a Emanet

Formula 1 / Paddock #33 – Vettel Gidince Ferrari Koltuğu Sainz Jr’a Emanet

Pod Stop 5. Bölüm - Formasyon Turu #1 - Pod-Stop Podcast

Pod-Stop 5. Bölüm – Formasyon Turu #1