in ,

Parmak Hesabı

Parmaklarımla yaptığım hesaplardan öğrendim günleri saymayı. Küçükken en çok korktuğum şeydi tahtaya kalkıp bir matematik problemini çözmek. Hemen oracıkta yanımda duran diğer çocukların arkasına gizlenir ve problemi çözemezsem öğretmenimden azar işiteceğimi bildiğim, bundan da korktuğum için panikle parmaklarımı çalıştırırdım. Öyle böyle, hayatta problemlerin sadece parmak hesabıyla çözülmeyeceğinin farkına varmanın üzüntüsüyle büyüdüm. Şimdi keşke, o koca yeşil tahtanın önünde durup matematik problemi çözememekten korkan ve tek derdinin bu olduğu küçük bir kız olsaydım diyorum. Çocukluğumun kıymetini bilemeyişlerimin ve büyümenin ağırlığını en derinden yaşıyorum. Peki beni, seni, sizi, bizi bu üzüntüye iten şey ne? Büyümek neden bu kadar ağır?
 
Kimi insanlar yorulmamak için yorar, kimisi üzülmemek için üzer, kimisi iyi niyetinden dolayı kurnaz insanların avı olur ve kullanılarak ezilir; buna dayanamayıp insanlığa nefret ile yaklaşan yeni bir kişilik doğar ve ezilmemek için ezer, kimisi kimsesizlikten yakınır, kimisi acıya dayanıklıdır… İnsanlar dünyaya yaşamak için gelmiştir ne doğru! Ama bazıları yaşamak için dirilir. Kim dert sahibi değil ki? Şu anda evinde -şayet bir evi varsa- bir ekmeğin hayaliyle uyuyan ya da soğuk bir gecenin yıldızlarını, tek tek üşüyen parmaklarıyla sayan veya şimdi kucağında bir özlemin, burnunda bir ıslaklık ve gözleri nem ile büyüyüşünü izleyip bir insanın kokusunu duymaya muhtaç kaç insan vardır, kim bilir…
 
Herkes sahiptir bir derde ve bu dertlerin üstesinden gelecek şey yine kişinin kendisidir. Çünkü yaşamak tam da burada başlar.Küçükken problemlerimizi parmaklarımızla çözdüğümüz ve üstesinden geldiğimiz gibi, şimdi de başka problemlerin çözümünü bir şekilde bulmamız gerekir atlatmak için.
 
Umuyorum, bir gün, ”güneşli günler göreceğiz…”

 

Bu içerik hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dilenci

Adım Sonbahar