Berkay Tokatlı
Bir işletme sahibi olmak kolay değildir.
Günün sonunda her şey, sizin omuzlarınızda duruyor. Normal şartlarda sizin sorumluluğunuz olmayan işler bile, sizin sorumluluğunuzda. Bu herkes için uygun olmayan bir kariyer yolu. Ve bu yolu takip edenler, birbirleriyle çok temel şekillerde ilişki kurabilirler.
Bir restoran, bir pazarlama ajansı veya bir bisiklet dükkanı işletiyor olsanız da, küçük bir işletme sahibi olmanın ne demek olduğuna dair bazı gerçekler var.
Benzer şekilde, yeni bir işletme veya küçük bir şirket için daha önce çalıştıysanız, bir çalışan olarak bile, verimli bir iş sürdürmek için neler gerektiğini ilk elden görürsünüz. Ve bu çok uzun zaman alıyor…
1- “Evet Deyin, Daha Sonra Şekillendirin.”
Girişimciler arasında fazla konuşulmayan ama çok yaygın olan bir zihniyet var. Muhtemelen yeni girişimciler tarafından yanlış yorumlanabileceği için:
“Evet Deyin ve Daha Sonra Şekillendirin.”
Fırsatlatın karşımıza nerede, nasıl , ne sıklıkla çıkacağını bilemeyiz. Bu yüzden, fırsatlar karşımıza çıktığı zaman, işimizi büyütmek adına risk almalıyız ve bu fırsatları değerlendirmeliyiz. Belki işi bilmiyor olabiliriz belki aklımıza pek fazla yatmıyor olabilir ama işler, bu şekilde büyür. Atalarımızın da dediği gibi; “Kervan yolda düzülür.”
Büyük şirketler bile bunu, bir dereceye kadar yapıyor. Dışarıdan bakıldığı zaman, denizdeki en aydınlık, en afili, en güzel görünüşe sahip, tek sakin gemi. Ama içeride?
Yanlış anlaşılmasını istemem, bu demek değil ki; altından kalkamayacağınız işleri alarak başkalarını zor durumda bırakın. Bu sadece oyunun bir parçası, işletmeniz için bir fırsat.
Özellikle şirketiniz büyüme yıllarındayken, eminim ki; tüm işlerinizin üstesinden mükemmel bir şekilde geleceksiniz.
“Evet” deyin.
2- Takım Arkadaşı ve “Çalışan” Arasındaki Fark
Ondan, hatta yirmiden, hatta elli kişiden az nüfusu olan bir şirket işletiyorsanız, her kişi önemlidir. Bu, muhasebe bölümünde yeni birinin işe alınması gereken ve ayrılan kişinin eksikliği fark edilmeden, haftalarca işlerin devam edebileceği büyük şirket ofislerinden çok farklı.
Küçük bir işletme sahibi olarak, dikkatleri çeken insanlara ihtiyacınız var. Burada yapılan şeyin sizin için ne kadar önemli olduğunu anlayacak ve işi en az sizin kadar sahiplenecek takım arkadaşlarına ihtiyacınız var. İşe sürekli mutsuz ve keyifsiz gelerek, mesai saatinin dolmasını bekleyecek “çalışanlardan” uzak durun.
Sorunlara birlikte göğüs gerebileceğiniz ve elini taşın altına koymaktan çekinmeyen takım arkadaşları bulun.
3- Çalışanlarınıza Zamanında Ödeme Yapmalısınız.
Bu, kendi işletmelerine sahip olan yakın arkadaşlarım tarafından bana verilen bir ders.
Çalışanlarınızın maaşlarını zamanında ödeyin.
Çalışanlarınıza ödeme yapacağınızı söylediğiniz zaman içerisinde ödemeyi gerçekleştirin. Ödemeyi de bir kenara bırakırsak, insanlara söz vermek ve yerine getirmemek aranızdaki güveni kesinlikle sarsacaktır. Bu, bir işletme sahibi olarak her zaman önceliğiniz olsun.
Siz sözünüzü yerine getiremiyorsanız, onlardan da işleri iyi bir şekilde takip etmelerini nasıl beklersiniz?
Paradan çok daha fazlası. Bu, güvenle ilgili.
4- 09:00 – 17:00 Çalışma Saatleri Yok
Bir işletmeye sahip olmak aslında bir iş değil.
Gerçekten bir kariyer bile değil. Her gün spor salonuna gitmeye ve son derece sağlıklı beslenmeye benzeyen bir yaşam tarzı. O insanları için bunları yapmak bir faaliyet değil. Bu, onların yaşam tarzının bir parçası.
Bir işletme sahibi olarak, giriş-çıkış saatiniz yoktur.
Evet, gerektiğinde uzaklaşırsınız. Evet, siz de üzülebilen veya enerjisi düşebilen bir “insansınız”. Fakat gerçek şu ki; eğer bir iş yapılması gerekiyorsa saate bakılmaksızın bu işi halletmelisiniz.
Erken kalkman gerekiyorsa erken kalkarsın, geç yatman gerekiyorsa geç yatarsın. Talihsiz bir durum olursa, saat kaç olursa olsun, halletmelisin.
5- Her İşletme Sahibinin Bir “Arkadaşa” İhtiyacı Var.
Kendi işine sahip olmanın “1 Numara” olunması gerektiğini düşünen insanlar var. Sürekli şoför koltuğunda olmak istiyorlar ve herkes bunu bilsin istiyorlar.
Gerçekten, bu bir zayıflık.
Her işletme sahibinin bir arkadaşa veya mentöre ihtiyacı vardır. Konuşabileceği, fikir alış verişinde bulunabileceği, kaygılarını dile getirebileceği, geri bildirim alabileceği biri. Eğer böyle bir arkadaşa sahip değilseniz, çok net bir dezavantaja sahipsiniz demektir.
6- Bir Topluluğun Parçasısınız
Belli zorluklar yaşamış ve tecrübe etmiş işletme sahipleri, bir gün kendi işine sahip olmak isteyen ya da şu anda işin başında olan işletme sahiplerine yardım etmek için istekliler.
Ben de, bu insanların sayısının fazlalığını görünce gerçekten şaşırmıştım çünkü hep şöyle düşünüyordum; bir insan muhtemel rakibine neden yardım etsin? Ama iş öyle değilmiş çünkü diğer insanların benzer hatalardan kaçınmaları için yardım etmek istiyorlar.
Bir işletme sahibiyseniz şunu unutmayın: Büyük bir topluluğun parçasısınız.
Her şeyi zor yoldan öğrenmek zorunda kalmamak için sizden önce aynı yoldan geçmiş insanlara kulak verin ve öğrenin.
7- Yapıyorsun Çünkü Seviyorsun
Bu yol her ne kadar engebeli, inişli-çıkışlı ve riskli olsada bu insanlar, bunu sevdikleri için yapıyor.
Kendileri için çalışmayı severler, çabalarının meyve verdiğini görmeyi severler ve birçoğu, diğer insanlar için fırsatlar sunar.
En kötü şey başına geldiğinde ve bırakmayı düşündüğünüzde neden başladığınızı hatırlayın.
