Artık yaşanmaz denilen bu kentte
Acıyı geciktirmeden yaşıyorum
Bitmeliyim ki başlasın diyorum yeniden hayat
Her akşam kızıla boyuyorum gökyüzünü yokluğunla
Yokluk ki öyle kabul edilir bir şey değil
İsyanım bazen yıldırım olup
Düşüyor kentin üstüne
Aydınlanıyor gece
Aydınlanıyor maskelerini çıkarmış yüzler
Hem tanıdık hem uzak yüzler
Bir ayrılığı yaşıyorum
Fırtınaları durdurup
Yalnız bir kayık gibi
Issız bir yerde
Şiirleri düşünüyorum
Baktığım her yer gibi hüzne bulanmış şiirleri
İçimdeki çocuğu arıyor gözlerim görmüyorum
Bilip de oynayamadığı oyunlardan atılmış
Bir tülün arkasından bakıyor hayata
Bir ayrılığı yaşıyorum
Unutuyorum çiçeklere su vermeyi
Ölüyorlar
Kuş sesleri de gelmiyor şehrin gürültüsünden
Bir kelebek kadar sessiz gelmiş olmalı bahar
Oysa hala üşüyorum
Hala uzun geliyor geceler bana
Bir ayrılığı yaşıyorum
Açıkta bırakıyorum bütün yaraları
Geçsin diye bir an önce
Bir nakış gibi işlesin zaman
Yaralardan kalan izlerden tanıyalım istiyorum birbirimizi
Bir ayrılığı yaşıyorum
Ateşi soğumamış bir cehennem dünya
Alnımdaki ateş
Bir yanardağ olup patlasa
Savrulsa küllerim akıtsa lavlarını
Soğusa dinse taşlaşsa
Bir ayrılığı yaşıyorum
Alabildiğine yalnız
Kanadı kırık bir göçmen kuşun hüznüyle
Uçamıyorum, kaçamıyorum
Bütün benzetmelerden öte
Bir ayrılığı yaşıyorum
Artık yaşanmaz denilen bu kentte