Çikolata, cips ve bisküvi tarzı besinler abur cubur olarak nitelendirilir. Küçük kaçamaklarla kendimizi mutlu ettiğimiz şirin görünümlü tatlı yiyecekler de diyebiliriz. Çoğumuz çocuk yaşlardan beri abur cuburları severek tüketiyoruz, zararlılar ama tatları da bir o kadar güzel!! Şeker, karbonhidrat ve yağ tüketiminin vücudumuza şirin etkileri olmamasının yanı sıra kilo artışına sebep olduğu unutulmamalı. Hangimiz kilo almak ister ki? Dozu kaçırdığımızı fark ettiğimizde kendimizi biraz frenleyelim.
Peki kontrolü nasıl ele alabiliriz?
Abur cubur tüketiminin vücudumuzun düzgün çalışması konusunda bir etkisi yok, bu nedenle bu tüketim frenlemesini kendi vücut sağlığımızı korumak ve düzende tutmak için yaptığımızın bilincinde olmalıyız.
Öğünlerinizi asla abur cuburlarla geçiştirmeye kalkmayın, sağlıklı besinlerle uygun ana ve ara öğünlerinizi oluşturun.
Stres, üzüntü, endişe anlarında kendimizi buzdolabının başında tatlı bir şeyler ararken buluyoruz. Bu durumlarda şeker aramak yerine, midenizi bol suyla doldurmayı hiç denediniz mi? Duygusal açlığınızı, gerçek açlığınızla karıştırmamak adına su içip biraz bekleyin. Hala stresinizi atamadınız aç değilsiniz ama hala abur cubur isteğinizi bastıramadınız ve buzdolabının başından ayrılamıyor, vicdanınızla tartışmalardaysanız buzdolabının üzerine bu durumlarda gözünüze çarpacak bir Acil Yardım Notu bırakabilirsiniz, sizi başka aktivitelere yönlendirsin. Kafanızı dağıtabileceğiniz, yürüyüşe çıkmak, arkadaşlarla takılmak gibi aktivitelere yönlendiren ya da sadece “bir kaşık yoğurt ye” yazan masum atıştırmalıklara yöneltecek bir not olabilir.
Duygusal açlıktan bahsettik ama daha tehlikelisine geldik; göz açlığı. Ben bunu daha çok yaşıyorum mesela. Pastanelerin önünden geçerken, marketlerde abur cubur raflarına bakarken, hiç aklımda yokken canım birden tatlı çekiyor. Biraz gözlerimize ve ellerimize hakim olmalı bu durumlarda kendimize yine biraz zaman tanımalıyız. O anda o çikolatayı ya da pastayı almak yerine, gözlerinizi başka bir tarafa çevirip ya da başka bir şey düşünüp kendinizi biraz oyalayın ve canınız hala tatlı istiyor mu bir bakın? Çoktan istek geçmiş bile olabilir.
Çay, kahve içerken sürekli yanında bir şey yemek zorunda değilsiniz. Çayın yanında kurabiyeniz olmasa da o çay içilir, çikolata ya da pastanız olmasa da o kahve içilir. Hem size hem kendime hatırlatma!
Film izlerken, dizi izlerken abur cubur tüketimini alışkanlık haline getirmeyin ya da heyecanlı, korkunç bir şey izlerken kendinizi filme kaptırıp tüm abur cuburları hızlı hızlı yiyip, mideye indirmeye çalışmamaya gayret edin. Ve yemek yerken bir şeyler izlemekten kaçınmaya çalışın; yemek yerken bir şeyler izlediğimizde, farkında olmadan çok daha fazlasını yediğimiz oluyor. Bence bunda hepimiz hem fikiriz.
Bir de bu ara en çok zorlandığım ikinci konuya gelirsek ders çalışırken abur cubur tüketimini frenlemek. Arkadaşlarla ödev yaparken herkes kahvelerin yanında elinde bir abur cuburla gelmiş ve hepsi açılmış halde masada dururken yememek ne mümkün değil mi? Mümkün aslında. Sürekli gözünüzün önünde durduğunda, doğal olarak eliniz istemsiz gidiyor. Bir tane daha, sonra bir tane daha, böyle devam ediyor… Bu atıştırmalıkları da meyvelerle değiştirebilirsiniz.
Bu ara abur cuburlarla başım dertte. Buraya hem size hem de kendime küçük bir hatırlatma yazısı bırakmış oldum. Fazla abur cubur tüketimiyle sizin de başınız dertteyse şimdi birlikte birbirimize dur diyelim!